Nuri ERCAN
nurihatem@gmail.com
İnsan Biriktirmek
21/12/2024 Cevami’ül- Kelim olan Efendimizin insan tariflerini unutmaya başlayalı zihin çıkmazlarına saplandığımız konusunda şüphe yoktur. Hayatın her alanında olması gereken insanın ve insan vasıflarının kısırlaşması bunun en önemli göstergesidir. Birbirine benzeyen, birbirlerinin kalitesizliğini tekrar edip duran bir insan kitlesinin fertleri olmak yolunda hızla ilerliyoruz. Bizi sarıp sarmalayan bir bireysellik saçmalığının, insanlığımızı hedef alırken, esas hedef olarak yeni nesli seçtiği konusunda asla şüphe yoktur. Bireysellik adına atılan salvo atışlar öncelikle kız erkek ayırmadan tüm gençleri avlamak içindir. Alemlere rahmet olarak gönderilmiş bir peygamberin örnekliğinden istifade etmek yerine; gizli mahfillerin maddi hırsları ya da açık edilmeyen dünya tasavvurlarını gerçekleştirme maksatlarının kurbanı olduğumuzun en açık göstergesi Müslüman insanın yalnızlığa razı olmasıdır. Yalnızlık! Aslında yalnızlık diye bir şey yoktur. Günümüz insanına sorsanız kimse yalnızım demez. Elindeki alet sayesinde koca bir dünya ile yaşamaktadır. Anında en uzak ülkeleri gezmektedir. Anında dilini bilmediği insanlarla iletişim kurmaktadır. Gözlerini diktiği mekanizma ile kendini keşfetmiştir. Ama bu keşif özün keşfi değil; nefsin keşfidir. Kendini yaşamaktadır böylece. Kendini yaşadıkça insanı unutmaktadır. Hayatında sadece görünmek kalmıştır. Görünen kendisi, her şeyi örtmektedir. Görenleri gördükçe zevkten ölmektedir! Ne var ki bu, insandan istenilen bir şey değildir. Görünmek değil murat edilen hakikat, görmekti aslında. Hz. Peygamber bazı hadislerini Emsalü’l-Hadis tabir edilen, darb-ı mesel kullanarak, misallendirme, örneklendirme, tarzı ile bizlere takdim etmiştir. Onlardan birisi insanı tarif eden, Müslüman insanın nasıl olması gerektiğini öğreten benzetilenin ve benzeyenin birbiri ile tıpatıp uyuştuğu, düşündüren bir hadistir. Bu hadiste insan toprağa benzetilmiş; toprak çeşitleri ile insan çeşitleri mukayese edilerek mükemmel bir sonuca ulaşılmıştır. Ümmeti olmakla kıvanç duyduğumuz önderimiz, Allah’ın kendisi ile gönderdiği hidayeti yer yüzene yağan bol yağmura benzeterek cümleye başlamıştır. Hadisin ilk bölümünde, yağmurun yağdığı bir toprak çeşidi yağmurun suyunu emer, bol çayır ve ot bitirir. Bu toprak verimli topraktır. İkinci kısımda anlatılan toprak aldığı yağmurun suyunu emmez ama üstünde tutar. Bu çorak topraktır. Ne ki toprak çorak olsa da suyu tutmakla insanlara faydalı olur. Tutulan suyu insanlar ve hayvanlar kullanır. Hadisin son bölümünde anlatılan toprak, düz, kaypak, suyu tutamayan, hiçbir bitki bitirmeyen arazi toprağıdır. En verimsiz toprak budur. Aldığı yağmuru emerek alt kısımlara hemence geçirir. Efendimiz sonuç bölümünde dinde ince görüş sahibi olan, dinin maksatlarını kavrayıp ona gör bir hayat tanzim etmeye çalışan mü’mini tam verimli toprağa benzetirken, din karşısında lakayt olan, dinin ana maksatlarını kavrayamayan ve dik kafalık yapan kişileri de faydasız, verimsiz toprağa benzetmiştir.([1]) Resulü Ekrem’in ifadelerinde somutlanmış toprak çeşitleri günümüzde insan çeşitlerini birebir anlatmaktadır. Bunu zihnimizin bir köşesinde tutalım. Dünya üzerinde biriktirme uzmanı sadece insandır. Diğer varlıklar biriktirmeyi bilmezler. İnsan mal biriktirir, para biriktirir, kin biriktirir, lakin biriktirdiği en hayırlı şey insandır. Kimi insan sadece dünyada biriktirir insanı. İcatlar yapar, öldükten sonra adını anacak insanlar birikir. Birikenler, biriktikleri kişinin sadece adını anarlar. O’na başka bir faydaları olmaz. Kimi insan Allah’ın kendisinde biriktirdiği bir takım fiziki ve aklî üstünlükler sayesinde insan biriktirir. Birikenler, uğruna biriktikleri kişilere hayranlık duyar. Nefisleri adına haz elde eder. Bu birikme ölümle sona erer. Birikenlerin ölümden sonra birikme kabiliyetleri yoktur. Kimi insan elindeki biriktirme yetisini kullanamadan öbür aleme göç eder. Kendisine sunulan sevme kabiliyetini asla kullanmaz. Hoşgörü diye bir şey bilmez. İnanmıştır. Ya da inandığına inanmıştır. Namaz kılar; affetmez. Oruç tutar; diğer gamlı değildir. Allah’a tövbe eder; insandan özür dileyemez. Dua eder; isteyene veremez. Nimete gark olur; insanı çekemez. Rabbine şükreder; insana teşekkür etmez. Allah’a secde eder; insana saygı duymaz. Af diler; affetmez. Allah’tan alır; insana vermez. O’ndan korkar; insanı korkutur. Kimi insan baba olur evlat biriktirmez. Anne olur; boşuna doğum sancısı çeker. Kardeş olur; karadaş gibi katı olur. Arkadaş olur; arkadaş edinemez. İmam olur; cemaat edinemez. Yazar olur, okuyanı çok olur; bir tane okuyucusu olmaz. Öğretmen olur; öğrenci biriktiremez. Esnaf olup kazanır; müşteri edinemez. Zanaatkâr olur; zanaatkâr biriktiremez. El hâsılı kelam, insan biriktirmeyen insan, suyu tutmayan verimsiz toprak gibidir. |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
Bilmek Yeter mi? - 16/11/2024 |
Son zamanlarda milletimizde büyük bir karamsarlık gözleniyor. Bunun başlıca sebebi bilmektir. Evet bilmek! Avrupalılara göre bilmek egemen olmaktır. Peki bilmek bizde neden karamsarlığa sebep oluyor? |